27 Aralık 2014 Cumartesi

gündem:siber saldırı

Amerika merkezli güvenlik şirketi Norse, dünya çapında 40 ülkede yüzlerce konumdaki darkneti (Deepweb) saniye saniye takip ediyor. Bu ağlardan topladığı bilgiler ve analizlerle oluşturduğu gerçek zamanlı harita ise dünya çapında siber saldırıların ne boyutlarda olduğunu gözler önüne seriyor. Saldırıların kaynağının, türünün ve yönünün gösterildiği haritada, Çin en çok siber saldırıyı gerçekleştiren ülke olarak ilk sırada yer alıyor. Saldırıların en sık yöneltildiği ülke ise Amerika Birleşik Devletleri. ABD aynı zamanda en çok saldırıyı gerçekleştiren ikinci ülke konumunda olmasıyla dikkat çekiyor. Türkiye’de ise saldırıların yoğunlaştığı merkezler Ankara ve İstanbul olarak göze çarpıyor. Amerika, Rusya ve Avrupa'nın yanında Avustralya Türkiye’den saldırıların yönlendirildiği popüler bir adres.

26 Aralık 2014 Cuma

HTML

HTML, bir programlama dili olarak tanımlanamaz. Zira HTML kodlarıyla kendi başına çalışan bir program yazılamaz. Ancak bu dili yorumlayabilen programlar aracılığıyla çalışabilen programlar yazılabilir. Programlama dili denilememesinin nedeni tam olarak budur. Temel gereği yazı, görüntü, video gibi değişik verileri ve bunları içeren sayfaları birbirine basitçe bağlamak, buna ek olarak söz konusu sayfaların web tarayıcısı yazılımları tarafından düzgün olarak görüntülenmesi için gerekli kuralları belirlemektir.

HTML, W3C tarafından standartlaştırılmaktadır. Html, "etiket" ismi verilen çeşitli başlıklardan oluşur. Aşağıdaki örnek bu etiketler kullanılarak yazılmıştır.

Web kavramı, CERN'de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners-Lee'nin HTML adlı bilgisayar metin dilini bulup geliştirmesiyle başlamıştır.

Tarihi

1980 yılında CERN'de görevli olan Tim Berners-Lee, CERN araştırmacılarının bilgilerini ve dökümanlarını birbirleriyle paylaşabilmeleri için bir sistem olması gerektiğine inanıyordu. Bu yüzden prototip olarak ENQUIRE isimli sistemi önerdi.1989 yılına gelindiğinde internet tabanlı sistemin ilk temellerini yine aynı isim Tim Berners Lee attı.1990 yılında HTML işaretleme dilini geliştirmesinden sonra World Wide Web(WWW) sistemini kurmuştur. Bu şekilde CERN'de bilgi paylaşımını kolaylaştırma amacı doğrultusunda ortaya çıkan HTML günümüzde hayatımızın vazgeçilmezi olan internetin başlıca temelini oluşturmuştur.


ARPANET


ARPANET (Advanced Research Projects Agency Network, Amerikan Gelişmiş Savunma Araştırmaları Dairesi Ağı), yeni adıyla DARPA (Defence Advanced Research Projects Agency, ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı) için soğuk savaş sırasında geliştirilmiş dünyanın ilk çalışan paket anahtarlama ağı olmasının yanı sıra İnternetin de atasıdır. Araştıma ve araştırmacıları birbirine bağlamak amacıyla geliştirilen ARPANET, daha sonraları Internet'in gelişmesine yol açan TCP/IP protokolünün ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Topolojik olarak birçok farklı yol ve teknolojik altyapı kullanılarak birbirlerine bir veya daha fazla yoldan bağlanmış iletişim noktalarının haberleşmesi fikrine dayanan bir sistem olarak başlatılmış bir savunma projesidir. Projede olası bir askeri saldırı veya sabotajda sistemin bir kısmı zarar görse de kalan iletişim noktaları hiç etkilenmeden ve kaosa gitmeden iletişimlerine devam etmesi amaçlanmıştır.

1- GEÇMİŞİ

Değişik bilgisayar kullanıcılarının genel iletişiminin düşünüldüğü bilgisayar ağlarına dair ilk çalışmalar 1962 yılının ağustos ayında Bolt, Beranek and Newman'da çalışan J.C.R. Licklider'in "Galaksiler arası bilgisayar ağı" konseptini aktardığı bildirilerde aktarılmıştır. Ekim 1963'te Licklider DARPA'nın davranış bilimi ve komuta ve kontrol programının başına getirildi. Burada Ivan Sutherland ve Bob Taylor'ı bu fikrin ne kadar önemli bir fikir olduğuna ikna ederek bu konu üzerinde çalışmaya başladı. Licklider'in DARPA'dan ayrılmasından sonra DARPA ve Taylor bilgisayar ağları üzerinde çalışmaya devam etti. Taylor'un ofisine bağlı DARPA'nın parasal olarak desteklediği üç ayrı bilgisayara bağlı üç ayrı terminal vardı. Bunlar Santa Monica'da yer alan SDC Q-32, Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de yer alan Project Genie ve MIT'te yer alan Multics. Taylor daha sonra bu çalışmalar için şunu diyecekti:

"Bu üç terminal içinde değişik kullanıcı komut setlerim vardı. Bu yüzden S.D.C'de birisiyle konuşurken M.I.T.'deki ya da Berkeley'deki tanıdığımla bu konuşma hakkında tartışmak istersem S.D.C terminalinden bağlantımı kesip diğer terminale bağlanmam gerekiyordu. Ben dedim ki, yapılması gereken öyle açık ki, eğer karşında üç terminal varsa öyle bir tek terminalin olmalı ki sen nereye istersen git seninle beraber olmalı. İşte bu ARPANET'ti.

2-YAPILIŞI

1968'in ortalarında bir plan oluşturularak DARPA'nın onayına sunuldu. DARPA'nın onayından sonra ihaleye çıkıldı ve ihaleyi 7 Nisan 1969'da BBN Technologies kazandı.

BBN'in teklifi Taylor'un planını sıkı sıkıya takip ediyordu ve ağın küçük bilgisaylardan (Arayüz ileti işlemcisi (Aİİ) (şu anda bu yapılanmaya yönlendirici denilmektedir) oluşmasını içeriyordu. Aİİ'ler birbirlerine modemlerle bağlanarak paketler için depola ve gönder işlemlerini yapmaktaydılar. Ana bilgisayarlar ise Aİİ'lere seri arayüzlerle bağlanarak ARPANET'e giriyorlardı.

Bütün sistem (donanım ve dünyanın ilk paket anahtarlama yazılımı) 9 ayda tasarlandı ve kuruldu.

3-YAYILIMI

ARPANET'in ilk yayılımında dört adet Aİİ vardı. Bunlar aşağıdaki üniversite ve enstitülerde yer almaktaydı;

*UCLA,
*Stanford Araştırma Enstitüsü (SAE)
*Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara
*Utah Üniversitesi
ARPANET üzerinden ilk mesaj 29 Ekim 1969'da saat 22:30'da gönderildi. Bu mesaj UCLA'da yazılım üzerine eğitim gören Charley Kline tarafından UCLA Profesörü Leonard Kleinrock gözetiminde gönderilmişti. Mesajın kendisi "login." kelimesinden oluşuyordu. Mesajın gönderimi sırasında "l" ve "o" harfleri sorunsuz gönderilebilirken daha sonra sistem çökmüştür. Oturumun yeniden açılması yaklaşık bir saat sonra gerçekleştirilebilmiştir.

ARPANET'teki ilk kalıcı bağlantı ise 21 Ekim 1969'da UCLA'daki Aİİ ve SAE'deki Aİİ arasında gerçekleştirilmiştir. 5 Aralık 1969'da ise 4 düğümden oluşan ağ bağlantısı tamamıyla sağlanmıştı.

18 Aralık 2014 Perşembe

:OPSS: EC2


 Amazon EC2 (Elastic Compute Cloud), dünya devi Amazon firmasının bulut bilişim ürünlerin tepesinde bulunan bir teknoloji. Amazon EC2 kendi veri merkezlerinde barındırdığı özel sanal sunucu çözümleriyle sizler için güvenilir, ölçeklenebilir ve bilhayli esnek bir cloud ortamı sunuyor. Amazon EC2 genel itibariyle bulut bilişim dil havzasında IaaS (Infrastructure as a Service) kanadında hizmet vermektedir.

Amazon EC2 genel olarak kuruluma hazır ve çeşitli ihtiyaçlar için optimize edilmiş sistem imajlarını hazır olarak sunuyor. İşletim sistemi ortamı olarak Linux türevi (Ubuntu, Red Hat vs) ve Windows Server 2008 sistemleri ile bir kaç işlem ile seçilerek kurulum sağlanabiliyor. Linux türevi işletim sistemlerine erişim için SSH protokolü üzerinden bir konsol aracıyla dahili işletim sistemine erişim sağlanabiliyor. Ayrıca Linux sistemler için, Java tabanlı bir uygulamayla SSH tünel üzerinden sisteme erişebiliyorsunuz.

25 Kasım 2014 Salı

IPv6 ZAMANI!!!

Internet Protokol Version 6 (Türkçe: Internet Protokol sürüm 6) kısaca IPv6, 32 bitlik bir adres yapısına sahip olan IPv4'ün adreslemede artık yetersiz kalması ve ciddi sıkıntılar meydana getirmesi üzerine IETF tarafından geliştirilmiştir.
IPv4 oluşturulmaya başlandığında İnternet'in bu kadar ilerleyeceği hesap edilmemişti. Ancak internet kullanımının yaygınlaşması ve IP adresi gerektiren yeni aygıtların (cep telefonları, IP telefon, sayısal fotoğraf makineleri vb.) ortaya çıkması, var olan adreslerin yetersiz kalmasına yol açmıştır. Şimdi adresleme sıkıntısı oluşunca 128 bitlik adres yapısı olan IPv6'ya geçilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu sefer gelecek fazlasıyla düşünülerek oluşturulmuş bir adres yapısıdır. Yeni adreslemede sınırsız denebilecek bir adres aralığı olacaktır.


IPv4'de olan trafik işgal edici paket başlıkları kaldırılarak bir hız arttırımına gidilmiştir. Ayrıca yeni eklenen şifreleme sistemleriyle daha güvenli iletimler sağlanmaktadır. Uçlar arasında şifreli iletimi kolaylaştıran AH ve ESP başlıkları mevcuttur. AH ve ESP başlıkları uçlar arasındaki tüm veri iletimini şifreleyen IPSec protokolünü desteklemek amaçlı kullanılmıştır.
Ayrıca şu anda IPv4'ün, QoS eklentisiyle idare ettiği ama tam olarak destekleyemediği görüntü ve ses iletimi sıkıntısı IPv6 ile çözülecektir. IPv6, görüntü ve ses paketlerine "öncelikli pakettir" ibaresi atanarak bunlara trafikte öncelik tanımasına olanak sağlamaktadır.


IPv4 ve IPv6 protokolleri birlikte çalışabilirler. Sadece farklı protokoller. Bu iki protokolün birbirleriyle haberleşebilmesi için ise bir çevirici gereklidir.
IPv4 İle Karşılaştırma: Bir veri internet üzerinde ağ paketleri biçiminde taşınır. ipv6 yönlendiriciler tarafından işlebilebilen paket başlığının boyutunu küçültmek için yeni bir paket biçimi belirler. Çünkü ipv4 paketlerinin ve ipv6 paketlerinin başlıkları önemli derecede farklıdır, 2 protokol birlikte çalışamazlar. Bununla birlikte çoğu açıdan ipv6 ipv4 ün genişletilmişidir. Çoğu iletim ve uygulama katmanı protokolleri ipv6 üzerinde çok az değişikliğe ihtiyaç duyarlar ya da hiç duymazlar. İstisnalar FTP ve NTPv3 benzeri yeni adres biçimi var olan protokol söz dizimi ile çakışmalara sebep olabilecek gömülü internet katman adresleri bulunan uygulama protokolleridir. -Ağda veri paket şeklinde iletilir. IPv6 da paket başlığı; yönlendiriciler tarafından daha hızlı bir şekilde işlenebilmeleri için sabit ve daha sade tasarlanmıştır. IPv6 adres uzayı oldukça büyük olmasına rağmen paket başlığının IPv4'e göre daha küçük olmasından dolayı oldukça hızlıdır.

8 Eylül 2014 Pazartesi

Microsoft Hakkında İlginç Bilgiler

1) "Micro-soft" adı ilk ne zaman kullanıldı?
"Microsoft" adı ilk kez Bill Gates tarafından Paul Ellen'e (microsoft'un kurucularından) yazılan bir mektupta geçti. Gates, mektupta markanın adını "microcomputer" ve "software"den yola çıkarak Micro-Soft olarak yazdı. Daha sonra aradaki tire atıldı ve New Mexico'da Kasım 1976 yılında Microsoft olarak tescil edildi. Microsoft, bugünkü merkezinin bulunduğu Washington - Redmond'a 1986 yılında taşındı. Microsoft'un logosu yıllar boyunca pek çok kez değişti; şu anki logo 1987 yılında kullanılmaya başlandı.
2) Microsoft'un açılış sesini Brian Eno besteledi
Windows 95'in açılış müziği "Microsoft Sound", yenilikçi müzisyen Brian Eno tarafından yaratılmıştı. David Bowie ve U2 gibi sanatçılarla çalışan Brian Eno, San Francisco Chronicle'a verdiği bir röportajda böyle kısa bir müzik parçası üzerinde çalışmanın komik ve ilginç bir deneyim olduğunu söylemişti.
Windows 95'in müzik ile ilişkisi bu kadar değil; reklam kampanyasında da Rolling Stones'uın "Start Me Up" parçası kullanılmıştı.
3) Microsoft'un favori yemeği: Pizza
Google'ın çalışanlarına sunduğu ücretsiz abur cuburlar kadar etkileyici olmasa da Microsoft çalışanlarına ücretsiz içecek sunuyor. Microsoft merkezinde her yıl 23 milyon ücretsiz meşrubat tüketiliyor. Rakamlara göre Microsoft çalışanlarının en sevdiği içecekler süt ve portal suyu. Microsoft'un kampüsünde 35 kafeterya da bulunuyor. Bu kafeteryalar her gün yaklaşık 37.000 kişiye hizmet veriyor. Bedava içecekler iyi gittiğinden olsa gerek kafeteryalarda en çok pizza tüketiliyor.
4) Microsoft'un meşhur kod adları
Microsoft, çıkarttığı ilk işletim sisteminden bu yana projelerine kod adı vermeyi alışkanlık haline getirdi. Wikipedia'da bu takma adların uzun bir listesini bulabilirsiniz. İsimlerle ilgili ilginç bir detay ise Windows'un adı ile ilgili: Bill Gates, Windows'u Interface Manager adı ile piyasaya sürmeye hazırlanırken bir çalışanın ikna kabiliyeti sayesinde adını değiştirmiş.

Longhorn, Lone Star ve Vienna ve Mojave gibi kod adları aslında Microsoft'un pazarlama kampanyalarının birer parçası. Örneğin "Mojave Experiment" (Mojave Deneyi) Vista'nin kötüye giden imajıyla savaşmak ve yazılımı yeni kullanıcılara yepyeni bir ürün olarak sunmak için yapılmıştı.
5) Microsoft yıldönümlerini M&M şekerlemeleri ile kutluyor
Çoğu şirketin kendi içinde ufak gelenekleri bulunuyor. Microsoft yazılımcıları da Microsoft'taki yıldönümlerini M&M şekerlemeleri ile kutluyor. "Softie"ler Microsoft'ta çalışmaya başladıkları günün yıl dönümünde çalıştıkları her bir serne için 1 pound (yaklaşık yarım kilo) M&M dağıtıyor. Yani Bill Gates bu geleneğe katılsaydı 27 Haziran 2010 gününde çalışanlara 17,5 kilo M&M dağıtmak durumunda kalırdı.
Microsoft Hakkında İlginç Bilgiler
6) Microsoft 10.000'den fazla patente sahip
Microsoft şu an 10.000 fazla patente sahip ve her yıl 3000 kadar patent başavurusunda bulunuyor. Patentlerin çoğu yazılımların oldukça detay bölümleriyle ilgili olsa da 5000. ve 10.000. patentler anlaşılması kolay kullanıcı dostu. 5000. patent oyuncuların XBox360 oyunlarını canlı olarak izlemesini sağlayan teknoloji için; 10.000. ise gerçek objeleri veri imajlarla ilşkilendiren "Microsoft Surface" projesi için alınmış.
Microsoft Hakkında İlginç Bilgiler