Bilgisayarınız ne kadar güçlü bileşenlerden oluşursa oluşsun, kimi dış faktörler onun performansını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Sıcaklık da bunlardan biri. Performansın hakkını verebilmek ve donanımlarınızın selameti için ateşini düşük tutmanız şart. Bu yazıda size bilgisayarınızı serinletmenin 6 yolunu anlatıyorum. 1. Ferah mekanlar sağlayınSerinletmenin temel kurallarıyla işe başlayalım. Bilgisayarınız, etrafındaki havayı içine çekerek kendisini soğutur. Masaüstü bilgisayarınızı bir köşeye –veya bilgisayar masalarındaki o küçük dolaplara- sıkıştırırsanız soğutma için gerekli hava akışını kısıtlamış olursunuz. Kısıtlı alandaki sıcak hava daha da ısınacak ve soğutması gereken bileşenleri soğutamayacaktır. Alt ayaklıkları olmayan, kalabalık bir masadaki bir dizüstü bilgisayar da aynı şekilde aynı sorunu yaşayabilir. Masaüstü bilgisayarınızın etrafında yeterli boş alan (en azından 5-10 cm) olduğundan emin olun, dizüstü bilgisayarınızın altına hava akışına izin verecek bir altlık yerleştirin ve tüm hava kanallarının ve fanların önünün açık olduğundan emin olun. 2. Bahar temizliği yapınDüzenli olarak bilgisayarınızın içini ve dışını temizleyin. Kir, toz, saçlarınız veya evcil hayvan tüyleri bilgisayarınızın fanlarının dönmesine engel olabilir, hatta kritik elektronik bileşenlerin üzerini kaplayabilir. Önce bilgisayarınızın dışından başlayın; elektrik süpürgesiyle hava giriş çıkışlarını ve fanları temizleyin. Kasanın içini açın, hava spreyi kullanarak toz ve kalıntıları temizleyin. Hava spreylerini elektronik mağazalarından veya sanatsal malzeme satan bir mağazan oldukça uygun fiyata elde edebilirsiniz. Bileşenlerin üzerine üfleyerek temizlemeyi denemeyin; nefesinizdeki nem, temizliğin aksine tozun yapışmasına neden olacaktır. 3. Hava akışınıkontrol edinBilgisayarınızı kendiniz kurduysanız bazı şeyleri farkında bile olmadan karıştırmış olabilirsiniz. Bilgisayarlarınızı kendileri toplayan birçok kişi sisteme en az bir kasa fanı takmayı unutmaz ama herkes bu fanın montajını doğru yapamayabilir. En doğrusu fanın kasanın yan kapağına (tercihen işlemcinin üzerine), dışarıdan içeriye hava çekecek yönde takılmasıdır. İkinci bir fan da tam karşısına veya kasanın arka kapağına sıcak havayı dışarı atacak yönde takılabilir. Bu düzenlemeyle havanın bir noktadan girip, işlemciniz ve diğer bileşenleri soğutarak diğer noktadan çıkışını sağlayan düzgün bir hava akımı elde edebilirsiniz. Eğer düzenin doğru işlemediğini düşünüyorsanız fanlardan birini söküp ters çevirerek takmayı deneyin.4. Ekstra fan takınKasa fanlarınızın sayısını artırmak ısının dağıtılmasını sağlamada faydalı olabilir. Fazladan takacağınız egzoz fanları sıcak havanın kasadan dışarı atılmasını hızlandırırken, soğuk havayı içeri çeken daha fazla fan olması da yararlıdır. Ancak bu fanların montajı sırasında genel hava akışını bozmamanız da önemli. Örneğin kasanızın yan kapağında içeri hava çeken fanın yanına bir fan daha takmak iyi bir fikir, ancak o da içeri hava alıyorsa. Bu fanı ters takarsanız içeride hava akışına hiç katkısı olmayan küçük bir alan yaratırsınız. Ana soğutma akımının bilgisayarınızdaki yolunu düşünün. Görevi, sıcak bölgelerin üzerinden geçerek onları soğutmaktır. Benzer şekilde masaüstü bilgisayarınızın yan kapağını açık bırakmak da oldukça kötü bir fikir. Kasanın daha serin olacağını düşünebilirsiniz ama bir hava akımı olmadan sıcak hava ısındığı yerde kalacak ve bileşenleriniz kendi kendilerini ısıtacaktır.5. DizüstünüzürahatlatınDizüstü bilgisayarları açmak ve düzenlemek pek kolay değildir ama birkaç harici destekle ısınan dizüstü bilgisayarınıza da yardımcı olabilirsiniz. Örneğin dizüstü bilgisayarınızı kucağınızda kullanmayın, böylece bacaklarınızla önemli hava kanallarını kapatmadığınızdan emin olabilirsiniz. Bilgisayarınızı masadan biraz kaldırarak da hava akışını kolaylaştırabilirsiniz, bunun için altını tamamen kapatmayan bir destek kullanmanız yeterli. Eğer bunlar işe yaramıyorsa, oldukça uygun fiyata çok etkili bir çözüm olarak USB’den güç alan soğutucu altlıklardan birini deneyebilirsiniz. Altlıklar USB’ye bağlandıkları için bilgisayarınızı soğutmak üzere ek güç adaptörüne ihtiyacınız olmayacak, tabii pil ömrüne az da olsa etkisi olabilir.6. Sıvısoğutmaya geçinSıvı soğutmalı sistemler bir zamanlar sadece endüstriyel bir çözümdü. Artık bilgisayar uzmanları bir yana, hepimizin kolayca ve hızla kurup kullanabileceği sistemler hâline geldi. Üstelik sadece bilgisayarı soğutmakla kalmıyor, çok da havalı görünüyorlar. Kurmaya hazır sistemlere alışveriş sitelerinden çeşitli fiyat ve özelliklerde ulaşabilirsiniz. Sıvı soğutma sistemleriyle ilgili tek bir sorun var: Bilgisayarınızın içinde su veya özel soğutucu sıvılar kullanmanız gerekiyor, yani suya ve neme karşı hassas bileşenlerinizin yanı başında. Tasarımları gereği bu sıvılar ve değerli bileşenleriniz arasında herhangi bir temasa izin vermese de takmadan önce montajı başarabileceğinizden mutlaka emin olun. Tabii kasanızda sistemin boru ve donanım sisteme yer olması da önemli.
ReVault, sıradan bir akıllı saat gibi görünüyor ancak onu diğerlerinden ayıran önemli bir yeteneği var. Cep telefonunuzla kablosuz olarak iletişim kuran saat, telefonunuzdaki verileri kablosuz olarak depoluyor.
Bir anlamda, lokal bir “dropbox” gibi çalışan kol saati, böylece interne bağlanmaksızın telefonunuzdaki verileri yedeklemeye veya geri almaya yardımcı oluyor.
Indiegogo’da ortaya çıkan yeni saat projesi hayata geçmeyi başarabilir mi belli olmaz ancak kolunuzda 70-100 GB’lık lokal bir bulut servisi taşıdığınızı ve mobil cihazlarınızdaki verileri sürekli bu saat ile senkronize edebildiğinizi düşünün. Elbette, verileri internette saklamak kadar pratik bir çözüm değil ama çok daha güvenli olduğu tartışılmaz. Özellikle de başkalarının erişmesini istemediğiniz özel verilerinizi saklamanız için ideal olan ReVault aynı zamanda, uzun yolculuklara çıkan ve bu sırada internete erişimi sınırlı olan kullanıcıların da işini kolaylaştıracak.
Bir iş gezisi veya turistik amaçla yurt dışında olduğunuzu, sayısız fotoğraf çekip de telefonunuzdaki hafıza alanınızı doldurduğunuzu düşünün. Fotoğrafları bulut hesaplarınıza yükleyerek telefon hafızanızı boşaltmak isterseniz çok yüklü bir internet faturası ödemek zorunda kalabileceğinizi tahmin edersiniz. Oysa her an kolunuzda takılı olan ve telefonunuzla kablosuz olarak bağlı bulunan ReVault bu gibi senaryolarda hayatınızı çok kolaylaştıracaktır.
McAfee, dünya genelinde 8 bini aşkın tüketicinin yaşam tarzı veteknoloji trendleri ile ilgili düşünce ve davranışlarını inceleyen "Safeguarding 2025" çalışmasının sonuçlarını duyurdu. Bu çalışma, teknolojinin insanların evlerini, iş yerlerini, arabalarını, giyimlerini, mobil cihazlarını nasıl etkilediğini ve bu teknolojilerin onların online güvenlik ve gizlilikleri ile nasıl kesiştiğinin anlaşılmasını sağlıyor. Araştırmaya göre tüketiciler, önümüzdeki 10 yılda teknoloji ve cihazların etkili bir şekilde evlerini yönetebileceğine inanıyorlar. İnsanların yarısından çoğu (%56) 11 yıl içerisinde kendileri ile konuşan ya da okuyanakıllı bir ev sahibi olabileceklerini düşünüyorlar. %68'den fazlası ürünün azalması durumunda buzdolaplarının otomatik olarak market listesine eksik ürünü ekleyeceğini düşünüyor. Tüketicilerin büyük bir çoğunluğu ise (%82) evlerinin güvenlik sistemlerinin mobil cihazlarına bağlanacağına inanıyor. McAfee Türkiye ve Azerbeycan Bölge Direktörü İlkem Özar, "Özellikle "Nesnelerin İnterneti" gibi teknolojilerin hızlı bir şekilde gelişerek ve giderek artan bir ivmeyle hayatımıza girmeye devam edeceğini, tüketicilerin ise bu gelişmelerin onların güvenlik ve gizliliklerini nasıl etkileyeceği konusunda kaygılandıklarını görüyoruz" diyor ve ekliyor, "bu araştırma ile bu konulara ve beklentilere ışık tutmayı amaçlıyoruz ve böylece endüstri getirdiği yeniliklerde tüketicilerin akıllarındaki online güvenlik ve gizlilik endişelerini de hesaba katarak yol alabilir." Ayrıca araştırma, tüketicilerin 2025 yılında siber güvenlik, giyilebilirlik ve ulaşım imkanlarını nasıl gördüklerinin de anlaşılmasını sağlıyor. Siber GüvenlikAnkete göre, tüketicilerin %63'ü 11 yıl sonra siber güvenlik durumunun nasıl olacağı ile ilgili kaygı duyuyor. Tüketicilerin yaklaşık üçte ikisi (%60) kimlik hırsızlığı, mali hırsızlık ve dolandırıcılığın en büyük sorunlar olacağını belirtiyor. Perakende ve finans kurumlarının hack'lendiğine dair verilen günlük haberlerden dolayı bu sürpriz değil. Yeniliklerin her geçen gün tüketicilerin hayatına daha fazla girmesiyle birlikte, pek çok insan siber suç kurbanı olmak korkusuyla, kişisel bilgilerini paylaşmaya ya da bu teknolojileri benimsemeye tereddüt ediyor. Siber SuçBu çalışma, tüketicilerin %73'ünün önümüzdeki 10 yıl içerisinde aile üyelerinin de hacker kurbanı olabileceklerinden korktuğunu ortaya çıkartıyor. Yarıdan fazla tüketici (%54) 2025 yılında ailelerinin siber zorbalıktan etkileneceğine inanıyor. Pek çok insanın sosyal network sitelerinde karşılaştıkları olumsuz tüketici deneyimleri online büyümeyi negatif yönde etkiliyor. GiyilebilirlikTüketicilerin %68'i 11 yıl içerisinde en sıradan cihazın akıllı saatler olacağını düşünürken; soruları cevaplayanların %57'si, tamamen giyilebilen cihazların yaygın olarak kullanılacağına inanıyor. Tüketicilerin yarısından çoğu (%57) mutfak gereçlerinin, kullanıcılara yol gösterici olacağını umuyor."Şu açık ki 2025 yılında tüketiciler cihazlarından daha fazlasını bekleyecekler. Giyilebilirliğin tanıtımı ve diğer yapay zekalar bizim hayatımızı kolaylaştırmaya devam edecek" diyen İlkem Özar şöyle devam ediyor; "Tüketiciler daha fazla rahatlık beklerken, rahatlık ve güvenlik dengesinin önemini de anlayacaklar." İş Yerinde TeknikTüketiciler gelecek10 yılda iş yerlerinde gözle görülür değişiklikler görmeyi bekliyor. Çalışan tüketicilerin dörtte biri (%26) evden çalışacağını düşünürken, %74'ü işlerinin yapay zeka ve robot desteği ile çalışacağını umuyor. %66'sı yüz ve ses tanıma sistemleri ile iş verilerine giriş yapacağına inanıyor. Daha büyük önlemler hassas iş bilgilerinin güvende olacağına garanti verirken, iş yerlerindeki robotlu sistemlerin şirketleri sanal bağlantılı suçlara daha yatkın hale getirmesiyle sonuçlanabilir. "En önemli nokta şu ki; tüketiciler 10 yıl içerisinde iş yerlerinin değişmesi, robotların rol alması ve online şöhretin önemiyle iş dünyasının çarpıcı bir şekilde farklı olacağını düşünüyorlar" diyor Dawson. "Hepimiz profesyonel şöhretimizin azalmasından çok, online aktivitemizin arttığından emin olmak için dikkatli olmalıyız." Diğer Temel Bulgular Şunlar: Dijital Varlığınızı Koruyun• 2025 yılında, tüketicilerin %42'si mobil cihazlarını göz tarama yöntemi ile açmayı düşünüyor. Onları %31'lik oranla parmak iziyle açmayı düşünenler takip ediyor. Neredeyse tüm katılımcılar (%89) anketten sonra dijital varlıklarını daha fazla koruma altına almayı planlıyor. Telefonla ya da Parmak İziyle Ödeyin• Tüketicilerin %23'ü, ödemelerini mobil cihazları ile yapacaklarına inanırken, %29'u parmak iziyle yapacağına inanıyor. Tüketicilerin çok azı (%21) kredi kartı ya da para kart ile ödeme yapmaya devam edeceğine inanıyor. Yeşilin Anlamı; Git• İnsanların %35'i, 2025 yılında etrafta karma taşıtlar olacağını düşünürken %21'i kendi kendine sürülebilen araçlar olacağını düşünüyor. İnsanların üçte ikisinden fazlası (%68) 2025 yılında otomatik pilotu olan arabaların var olacağını düşünüyor. Sizin Uygulamanız En İyisini Bilecek• Tüketicilerin %68'i giyilebilir bir cihazın yaşamsal etkileri doğrudan kendi doktorlarına gönderebileceğine ve bunun onları doktor ziyaretine gitmek zorunda kalmadan sağlık kontrollerinin yapılacağına inanıyor. İnsanların üçte birinden fazlası (%36) sensörlü online sağlık kontrolü olacağını ve bedeni gözden geçirdikten sonra hastalık belirtilerini yayınlayacağını düşünüyor.
Google'ın artık pek de merak edilmeyen akıllı gözlüğü Google Glass, gelen açıklamalara göre çok yakında yeni versiyonu, Google Glass 2 ile bizleri karşılayacak.
Nest'in CEO'su Tony Fadell geçtiğimiz Şubat ayında bir açıklama yapmış ve Google'ın akıllı gözlüğü Google Glass'ı yeni bir tasarıma kavuşturmak için çalıştıklarını söylemişti. Baştan sona yenileneceği belirtilen akıllı gözlüğün beklenenden iyi olmasının hedeflendiği belirtilirken, aradan geçen sürede proje ile ilgili yeni bir bilgi gelmemişti.
İtalyan gözlük markası Luxottica'nın gerçekleştirdiği bir etkinliktekonuşan CEO Massimo Vian ise Google ile olan iş birliğinden bahsetti. CEO'nun dediğine bakacak olursak yeni ve farklı bir Google Glass daha bizleri bekliyor. Hatta sıradaki cihazın iki ayrı model ile gelebileceği de söylenmiş. Luxottica, orijinal Glass için şirket ile çalışan ve Ray-Ban ile Oakley gibi markaların sahibi bir isim.
Vian, şimdiye kadar versiyon 1 ile tanıştığımızı, kendilerinin ise versiyon 2 yani Google Glass 2 için çalıştığını dile getiriyor.Üçüncü bir sürümün daha geleceğini ekleyen isim yeni versiyonların Intel'den güç alacağını not düşüyor.
Google'ın 2013 yılında piyasaya sürdüğü ancak sadece belirli kişilerin kullanımına izin verdiği Glass isimli giyilebilir teknoloji cihazının üretimine son veriliyor. Halen 1500 dolar karşılığı belli şartları yerine getirenlere satılan giyilebilir teknolojik gözlüğün mevcut halinin üretimi durduruluyor.
Glass'ı geliştiren ekip Google X biriminden ayrılıp ayrı bir birim olarak çalışmalarına devam edecek. Ekibin başına ise Google tarafından satın alınan Nest ev otomasyon sisteminin kurucu olan Tony Fadel geçiyor.
Yapılan açıklamaya göre Glass'ı kullananların dahil olduğu Kaşif Programı da sanlandırılıyor. Google, Glass'ın mevcut halinin üretimini durduruyor. Ancak firma benzer ürünler konusunda çalışmalarına devam edecek ve yeni nesil Glass benzeri cihazlar üretmeye devam edecek. Yeni nesil Glass'ın ne zaman üretileceği konusunda net bir açıklama yapılmadı. PS: İNSANIN BİR ŞEYİ DÜŞÜNMESİ VE İSTEMESİ,İNSANI HEDEFİNE ULAŞTIRMAZ.BAŞARI İÇİN ÇOK GAYRET,ÇOK ÇALIŞMAK VE UYULMASI GEREKLİ TÜM ŞARTLARA RİAYET ETMEK LAZIMDIR.
Nest: Google tarafından 2014 Ocak ayında 3.2 milyar dolara satın alınan Nest ile evinizin / ofisinin sıcaklığını dışarıdan kontrol edebiliyorsunuz.
Hapifork: Bir akıllı çatal olan Hapifork, hızlı yediğinizde ya da gün içerisinde fazla yemek tükettiğinizde sizi uyarıyor ve düzenli beslenmenize destek oluyor.
Micoach Akıllı Top: Adidas markası altında çıkan bu akıllı top ile; attığınız kaç penaltının gol olduğunu, kaç kilometre hız ile vurduğunuzu ve hangi ayakla kaç gol attığınız gibi bilgileri uygulama sayesinde takip edebiliyorsunuz. Ayrıca arkadaşlarınızla karşılaştırma da yapabiliyorsunuz.
Smart Things: Akıllı evler için şu anda en fazla tercih edilen ürünlerden biri Smart Things. Ürünü akıllı telefonunuz üzerinden desteklenen cihazlarla entegre ederek, sabah uyandığınızda kahveniz yapılmaya başlanabilir ya da eve geldiğinizde ışıklar veya müzik sistemi otomatikman açılabilir.
Babolat: Bir akıllı raket olan Babolat; tenisçilerin topa vuruş hızlarını, vuruş açılarını ve hangi elle / stille vurduklarını takip ediyor. Ardından da uygulama üzerinden istatistikleri anlık olarak kullanıcıyla buluşturabiliyor.
Edyn: Bahçeler için geliştirilmiş bir akıllı ürün olan Edyn, toprağa ne ekmeniz, nasıl ekmeniz ve toprağı hangi aralıklarla sulamanız gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor.
Dropcam: Nest’in bu yıl içerisinde 555 milyon dolara satın aldığı Dropcam, evinizi kurulan kameralarla akıllı telefon ya da PC üzerinden izleme imkanı sunuyor. Kameraların içerisinde ayrıca zoom yapabilme özelliği de mevcut ve çekilen görüntüler buluta kaydediliyor.
Akıllı telefon dünyasında müdahaleye en açık olan işletim sisteminin Android olduğunu söyleyebiliriz. Android ’li akıllı telefonların gizli kodları ile menülerde gezinip ayarlama yapmakla zaman kaybetmeden birkaç tuşla, istediğiniz hemen hemen her müdahaleyi yapabileceğinizi biliyor muydunuz? Karşınızda Android ’li Akıllı Telefonların Gizli Kodları:
* # * # 4636 # * # * Sizi telefon hakkında bilgilere ve istatistiklere ulaştırır.
* # * # 7780 # * # * Telefonunuzda bulunan uygulama verileri ve uygulamaları siler
* 2767 * 3855 # Bilgisayardaki format atma mantığı ile aynıdır. Kökten temizlik yapar.
* # * # 34971539 # * # * Android cihazınızın kamerası ile ilgili bilgileri görmenize yarar.
* # * # 273.283 * 255 * 663.282 * # * # * Cihazınızda bulunan tüm medya dosyalarını yedekler.
* # * # 232339 # * # * OR * # * # 526 # * # * Kablosuz LAN testi yapmanızı sağlar.
Android’li akıllı telefonların gizli kodlarını tabi ki bu 15 koddan ibaret değil ancak Android’li akıllı telefonların gizli dünyasına adım atmak için yeterli sayılabilir.
* Doorbot: Evininizin kapısını siz evde yokken de açabildiğiniz bir dünya istemez miydiniz? Doorbot tam da bunu yapıyor. Akıllı telefonunuzla ev diafonunun iletişimi ile geliştirilen Doorbot nesnelerin internetinin bilinen örneklerinden. 1 milyon $ yatırım almış olan girişimin temel çalışma prensibi kablosuz internet üzerinden iletişim kurması üzerine kurulu.
* PowerUp:Bluetooth üzerinden akıllı telefon ile bağlantı kuranPowerUp ile yaptığınız kağıt uçaklarınızı çok kolay bir şekilde uçurabiliyorsunuz.
* iKettle: Sabah uyandığınızda mutfağa gitmeden su ısıtıcısının düğmesine basmadan akıllı telefonunuzdan kontrol edebileceğiniz bir su ısıtıcınız olsun istemez miydiniz?iKettle ile suyunuzun sıcaklığını uzaktan da ayarlayabiliyorsunuz. Nesnelerin interneti bu gibi ufak dokunuşlarla hayatımızı her şekilde kolaylaştırıyor.
* Nest:Dünyada ‘’nesnelerin interneti’’ denilince akla gelen ilk girişimlerden olan Nest akıllı ev sistemleri üzerine çalışmaktadır.
İkinci olarak da duman dedektörünü duyurdu. Akıllı telefon ile iletişim halinde çalışan duman dedektörü telefon üzerinden acil durumlarda uyarı veriyor.
* Birdi: Geçtiğimiz günlerde de Nest’in aynı alanda bir rakibi IndieGogo’da kampanya başlattı. Hava kirliliği, nem ve sıcaklığı da ölçen Birdi şu anda 50.000$’lık ehedefinin yarısına ulaşmış durumda.
* Revolv:Amerika merkezli girişim olan Revolv akıllı ev sistemleri üzerine geliştirilmiş en güzel nesnelerin interneti örneklerinden. Evinizdeki müzik sistemli, akıllı ampülleri, elekktrik prizleri gibi akıllı cihazları Revolv ile yönetebiliyorsunuz. Daha fazla cihazı desteklemesi ise çok zaman almayacak gibi görünüyor.
* SmartThings: Nest gibi adını çokça duyduğumuz SmartThings yine Kickstarter projelerinden biri. SmartThings dünyanınızı daha akıllı hale getirmek için çalışıyor. SmartThings akıllı telefonunuzla evinizdeki sistemleri kontrol edebilmenizi sağlıyor.
* Pebble:Nesnelerin interneti ilk örneklerinden olan Pebble Kickstarter’da başlattığı kampanyada 10 milyon $ toplayarak çok büyük bir başarı yakaladı. Hatta Pebble’ın yaratıcısı Eric Migicovsky’i 2012 yılında Webrazzi Summit’te dinlemiştik. Akıllı telefonunuz ile iletişim halinde olan akıllı saat Pebble en son Mercedes-Benz ile anlaşarak olayı bir adım ileri götürüp araç bilgilerini kontrol edebilmeyi sağlayacak.
Microsoft, geçtiğimiz günlerde Microsoft Open Technologies Inc. adlı yeni bir oluşumu hayata geçirdi. Open Technologies’in misyonu Microsoft’un giderek daha fazla ağırlık verdiği açık kaynak geliştirme projeleri ile köprü kurmak, Microsoft platformlarında açık kaynak projelerini desteklemek ve de Microsoft bulut bilişim çözümlerinde açık kaynak araçları kullanarak geliştirme imkanı sunmak olarak özetlenebilir.
Şu an için birçok açık kaynak projesi ve ortamı Microsoft platformalarında çalışmakta veya Microsoft platformları tarafından desteklenmekte. Ayrıca Outercurve Foundation, Apache Software Foundation gibi birçok açık kaynak grubu ve standart organizasyonları ile bu konularda ortak çalışmalar yürütülüyor. Windows Azure bulut ortamında .NET’in yanında Node.js, PHP ve Java’nın da kullanıcı tercihleri çerçevesinde geliştirme ortamı olarak kullanımı destekleniyor. Microsoft Open Technologies Inc. devam eden bu çalışmaları genişletirken bir yandan da derinleştirmeyi ve Microsoft’taki geliştirme ve inovasyon süreçleri ile açık kaynak ve açık standartlar dünyası arasında güçlenen bir köprü kurmayı amaçlıyor.
Aslında bu Microsoft için yeni bir adım değil, çünkü açık kaynak kodlu yazılım geliştirme süreçleri hem şirket içerisinde çeşitli projelerde kullanılıyor hem de bu yaklaşımı benimseyen diğer projelere destek veriliyor. Microsoft’un açık kaynak kodlu projeler sitesi olan Codeplex kapsamında 300.000’i aşkın kayıtlı geliştirici 28.000 açık kaynak kodlu proje üzerinde çalışıyor. Microsoft ayrıca birlikte çalışabilirlik bağlamında açık kaynak temelli birçok proje ile Microsoft platformlarının daha verimli ve birlikte çalışabilmesi için çeşitli geliştirme çalışmalarının içinde yer alıyor. Linux Foundation tarafından yayınlanan verilere göre Linux Kernel’ının 2.6.36 versiyonundan beri yapılan geliştirme katkıları sıralamasında Microsoft en büyük katkısı bulunan 20 katılımcı arasında sıralanmakta. Microsoft’taki açık kaynak topluluğu da “Port 25” adlı web siteleri aracılığıyla dünya ile paylaşımlarda ve etkileşimde bulunuyor.
Open Technologies Inc. de Microsoft’un Linux, Hadoop, MongoDB, Drupal ve Joomla gibi birçok açık kaynak projesi ile süregiden çalışmalarını, işbirliklerini derinleştirme ve farklı teknolojiler arasında etkin bir köprü oluşturma amacına sahip. Dolayısıyla Open Technologies Inc.’nin kurulması, Microsoft’un açık kaynak dünyası ile birarada çalışma sürecini kurumsallaştıran ve Microsoft’u Açık Kaynak dünyasına bir adım daha yaklaştıran önemli ve anlamlı bir adım.